Genel KültürDini Konular

Abid Kime Denir? ( Kul, Köle Abid Ne Demek)

Abid Kul, köle, bende. Eski çağlarda yabancı ülkelerden zorla kaçırılıp özgürlükten yoksun edilen, alınıp satılabilen erkek.

İlk Çağlarda köleler gerçek birer alet gibi kullanılırdı. Bazı devirlerde ve bölgelerde, kölelere çok iyi davranıldığı olurdu, fakat+ sahiplerinin keyiflerine bağlı idiler. Efendileri canları isterse kölelerini azat eder (bağışlayarak serbest bırakır), canları isterse başkalarına satar, maddi ceza uygular, hatta onları öldürebilirdi.
Şair Homeros döneminde kölelik iyice yayılmaya başladı. MÖ. V. ve IV. yüzyıllarda Atina bir uygarlık merkezi olarak önem kazanmaya başlayınca, bu kentte Atinalıların çalışmakla yetişemeyeceği kadar çok imalathane ve iş yerleri açıldı. Bu nedenle, ağır işlerde çalıştırılmak üzere şehre akın akın köle taşınmaya başlandı.

Roma’da kölelik, Roma ordularının zafer kazanmasına paralel olarak gelişti ve hukukî bir nitelik kazandı. Üst üste girişilen savaşlardan ele geçen kölelerin sayısı yüzbinleri buluyordu. Roma’daki köleler sadece ağır işlerde değil, doktor, öğretmen, aktör, akrobat, hokkabaz ve sirklerde hayvan terbiyecisi olarak da çalışıyordu. Kölelerin ilk ve en önemli başkaldırması, Roma İmparatorluğu döneminde Spartaküs ayaklanması oldu (M.ö. 73). Bazı aydın kişilerin, özellikle filozof Lucius Annaeus Seneca’nın (M.ö.4 – M.S.65) etkisiyle ağır ağır kölelerin toplum içindeki durumu biraz düzeldi. Tüm. insanların Tanrı karşısında eşitliğini savunan Hıristiyanlık batıda, Müslümanlık doğuda, öncelikle kölelerin bazı insanlık haklarına kavuşmalarına, sonra da giderek kalkmasına sebep oldu.

Orta Çağ’da kölelik özellikle doğu ülkelerinde ve Afrika’da yaygındı. Avrupa’da kölelik yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı. Bunun yerini bazı ülkelerde serfler aldı. Köleliğin ve sertliğin ortadan kaldırılması için tarih boyunca birçok mücadeleler yapıldı.

XVI. yüzyılda Güney ve Kuzey Amerika keşfedilince, Avrupalı sömürgeciler yeni topraklarını işletebilmek için yeniden kölelik düzenine döndüler, önce İspanyollar, Amerika yerlilerini elde ettikleri topraklarda çalışmaya zorladılar. Bir bakıma özgürlük idealiyle kurulmuş olan Amerika Birleşik Devletlerinde kölelik, XVIII. yüzyıldan itibaren çok yaygın bir görünüm aldı. Köle tüccarlarının gemileri Afrika’dan zenci köleler alıyor ve bunlar bir mal gibi alınıp satılıyordu. Amerika Cumhurbaşkanı Abraham Lincoln (1809-1865), kölelik sistemini kaldırmaya karar verdi. Kuzey – Güney Savaşı çıktı (1865). Bu savaş sonunda kölelik Amerika Birleşik Devletleri topraklarından kaldırılmış oldu.

Müslümanlık öncesi Arabistan’da da kölelik çok yaygındı. Erkek köleye mamluk, kadın köleye ise cariye denirdi. Köleler, her türlü yasal güvenceden yoksun, dilendiği gibi alınıp satılabilir, sahipleri, onların vücutları ve hayatları üzerinde her türlü tasarrufta bulunabilirdi. Müslümanlık, bir yandan köleliğe sınırlama getirirken öte yandan köleye karşı olan davranışlara da önemli ölçüde yumuşaklık ve insancıllık getirdi.

Hz. Peygamber’in Arap kabileleri ile yaptığı din savaşlarında (gazalarda) ele geçen kadın erkek ve çocuklar için kurtuluş parası (fidye-i necat) alma yoluna gidildi. Kurtuluş parası veremeyenler ise esir olarak alınıyor, köle olarak kullanılıyorlardı. Din kuralları, Müslümanlara dindaşlarının köleliğini ( yasakladı. Bunun sonucu olarak fakir kişilerin çocuklarını para karşılığı satmaları da ortadan kalktı. Hz. Peygamber ” Bir Müslüman, esiri azat ederse cehennem azabından kurtulur” demiştir. Zenci esir ticaretinin Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde ortadan kaldırılmasını Padişah Abdülmecit kararlaştırmış, Trablusgarp, Bağdat ve Basra valilikleri ile Akdeniz ve Basra körfezindeki Osmanlı donanmaları komutanlarına bu konuda kesin emirler verdirmiştir. O sıralarda Mısır’da vali bulunan Sait Paşa’ya da, Sudan ve Habeşistan’dan alınıp getirilen zencilerin satışına son verilmesini ve bu ticarete devam edenlerin şiddetle cezalandırılacağını ilan ettirmiştir.

Günümüzde kölelik hukuk dışı sayılmakta, hemen her ülkenin ceza yasalarında insan ticareti suç olarak kabul edilmektedir. Buna ek olarak, dünyada köleliğin ortadan kaldırılması için uluslararası anlaşmalar da yapılmış, bu anlaşmalara aykırı davranan ülkelere bazı yaptırımlar öngörülmüştür. Ancak, bütün bu gelişmelere rağmen yeryüzünde köleliğin tümüyle kaldırılmış olduğunu ileri sürebilmek güçtür. Bu müessese, dünyanın belirli bazı yörelerinde sosyal ve ekonomik geriliğin bir sonucu olarak günümüzde bile geçerliliğini sürdürmektedir.