Adliyelerin Tarihçesi ve Gelişimi
Tarihçe: Türkiye’de adliyenin gelişmesi 3 dönemde incelenebilir. Genel olarak din esaslarına dayanan ilk dönem, Osmanlı devletinin kuruluşundan Tanzimat Fermanı’nın ilan edildiği 1839 yılına kadar uzanır. Bu dönemde İslam hukukunun İlkeleri yürürlüktedir ve kısmen fıkıh kitaplarında yer almıştır. Kuralların kanunlaştırılması görülmez. Genel olarak âdet hukuku egemendir. Kurulan mahkemelere şeriat mahkemeleri denilmiştir. Tek hakimli (kadı) ve derecelidir. Uygulamada, kadının yanında müftüler de danışman ve yardımcılık yapmışlardır.
3 Kasım 1839 tarihinden Cumhuriyet‘e kadar olan döneme de ikinci dönem veya Tanzimat dönemi denilmektedir. Bu dönemde İslam hukuku kurulları yanında Avrupa’dan ve özellikle Fransa’dan alınan kural ve kurumlar Türk hukukuna girmiştir. Dini kurallar şeriat mahkemelerinde uygulanırken, Avrupa’dan alınan kuralları uygulamak üzere de nizamiye mahkemeleri kurulmuştur. Ceza ve hukuk davalarına bakan bu mahkemeler, 1864 yılında Tuna vilayetinde sonra da diğer vilayetlerde kurulmuştur. Bu mahkemelere ilk, liva merkezlerindeki mahkemeler ise ikinci derece mahkemeleri denilmiştir. 1868 tarihinde Divan-ı Ahkâm-ı Adliye (Yargıtay) kurulmuştur. 1913 tarihinde de sulh hakimlikleri kurulmuş, bunlar, ilçe bucak ve köylerde gezici olarak görev yapmaya başlamışlardır.
Cumhuriyet döneminde, 24 Nisan 1924 tarihinde çıkarılan bir kanunla sulh mahkemeleri gezici olmaktan çıkarılmış, asliye mahkemeleri ile cinayet mahkemeleri oluşturulmuştur. Aynı kanun ile de şeriye ve istinaf mahkemeleri kaldırılmıştır. Bu dönemde adliyenin yapısı ve işleyişi, gelişen ihtiyaçlara göre zamanla oluşturulmuş ve bugünkü yapıya kavuşturulmuştur.