Anadolu’da Göz ve Nazar İnançları

Anadolu dokumalarında sık sık görülen ve yörelere göre göz, kemgöz, kötü göz, muska… gibi isimler alan inanışlar vardır. Bunlar Anadolu anasının tüm varlıklarını, kötülüklerden ve bunun asıl nedeni olan kemgözden korumak için kullandığı sembollerdir. Bunlar bir inancın sonucudur. İnanç ise, kişice veya toplumca, bir düşüncenin bir olgunun, bir nesnenin ve bir varlığın gerçek olduğunun kabul edilmesidir. Halkbilimin konusu olan inanç, din ve ahlâk kurallarındakine karşın, yöreden yöreye ve topluluktan topluluğa yeni içerikler ve biçimler gösterir.

Anadolu’nun çeşitli yörelerinde karşılaşılan çeşitli inanışlardan evrensel niteliği olanlardan birisi de nazardır. Bu belli bir insanın özelliği olarak bilinen, insanlara, öncelikle çocuklara, eve, mala, mülke hatta cansız varlıklara zarar veren ve bakışlardan fırlayan çarpıcı, hatta öldürücü güçtür.

Kişinin nazardan korunması için Anadolu’da, genellikle iki tür pratik uygulanmaktadır. Muska ve nazarlık. Muska, içinde, taşıyanı tehlikeli dış etkenlerden, şitli zararlardan koruyan büyüsel ve dinsel bir gücün saklı olduğuna inanılan doğal ya da yapma nesnedir. Muskaların genellikle dört özelliği vardır.

1 — Zararlı dış etkenleri uzaklaştırma,
2 — İyilik getirme,
3 — Evliliğe son verme,
4 — Evliliğe yöneltme.

Nazarlık ise, nazarı uzaklaştıran, etkisiz bırakan çeşitli nesnelerdir. Bunlar pek-çok yerde ve çeşitli biçimlerde kullanılır. Genellikle de dini inanca dayalı, totemizmle ilgili motiflerden oluşurlar.

Omuza takılan nazarlıklar: Boncuktan işlenmiş kertenkele, çörek otu, hurma çekirdeği, göz boncuğu, yedi delikli boncuk, kurt boncuğu, şap, darı tanesi, delinmiş para, kurban gözü, peş-pençe… vb.

Boyuna asılan nazarlıklar: Sarı kehribar, sarılık taşı, dardağan ağacı, küçük mavi boncuk, kara boncuk… vb.
Beşiğe takılan nazarlıklar: Salyangoz, balık, kertenkele, kendiliğinden delik taş, kurt aşığı, kurt büzüğü, kaplumbağa… vb.

Evin içine asılan nazarlıklar: Kuran-ı Kerim, kartal iskeleti, okunmuş yumurta, süpürge çöpü, eğiş, üzerlik otu, geyik boynuzu, at ve eşek nalı, at kafası.

Pehlivanların ve yiğitlerin pazularına bağlanarak onları nazardan koruyan pazubentler ve özellikle yiğitlerin üzerine dikilen kazayağı nazarlıklar vücudun çeşitli yerlerine asılan nazarlıklardır.

Kemgöz: Bed nazar (İran), Matisma (Yunan), İsabet-i Ayn (Arap), Sihir (Hindistan), Göz değmesi, göze gelme, pis göz, kötü göz (Türk). Kötü göz iki türlüdür.
1 — Şiddetli ve çok etkili bakış,
2 — Belirsiz bakış.

Birincisi kişinin kötü istemlerinin bir başkasına aktarılmasıdır. İkincisi ise bir kişinin çok istediği bir şey gerçekleşmediği zaman kullandığı yöntemdir.

Kemgöz genellikle gözleri fazla çukur, kaşları birbirlerine birleşik olanlarda bulunur. Mavi gözlü insanların kemgözlü olduğu inancı yaygındır. Mavi gözlü yaşlılar ve yeni gelinlerin nazarı daha çok değer.

Kimi insanların bakışlarındaki zararlı güç, bir insana veya bir eşyaya yansıdığı zaman, canlı üzerinde hastalık, sakatlık, ölüm. Eşya üzerinde ise kırılma, parçalanma gibi olumsuz etkiler meydana getirebilir. Bu olay gerçekleştiği zaman, nazar değdi denilir. En çok nazar değen kişiler çocuklar, güzeller, toplum içinde sivrilmiş kişilerdir. Bunu çocukların zayıf yaratıklar olmasına, çabuk etkilenmelerine; hünerliler, güzeller ve mutluların ise insanların kıskançlık duygularını kamçılamasına bağlayabiliriz.

Nazarı değen kişiler daha çok çocuğu olmayan, çocuğu durmayanlar, gök gözlüler ve maşallah kelimesini söylemeden çocuklar için övücü sözler söyleyenlerdir.

Nazardan korunmak için nazar değme-den önce yapılan uygulamaları şu şekilde özetleyebiliriz.

Nazardan korunmak için ilk akla gelen çare, zarar görmesi olanağı bulunan kimseyi kemgözden kaçırmaktır. Bunun için kırbir tane çörek otuna nazar duası okunur ve çocuğun bir yerine bağlanır. Çocuğa nazar duası okunur ve omuzuna bağlanır. Çocuğa nazarı değecek olan kişinin saçından koparılan tel takılır. Kurşun dökülür, üzerlik tohumu ateşe atılır ve nazardan korunmak istenilen kimseye koklatılır. Kurt dişi veya çıplak çocuğun elbisesine işlenilir. Evlere mekik, atnalı, gökboncuk, çocuk patiği, kaplumbağa yavrusu, tespih, leylek ayağı, nazar boncuğu asılır. Arabalara ve tarlaya üzerlik ve kurukafa takılır.

Canlı veya cansızlara nazar değmemesi için, elemterefiş kemgözlere şiş, tu, tu, tu maaşallah gibi deyimler kullanılır.

Nazar değdikten sonra yapılan uygulamalar ise: Okutmak, kurşun dökmek, tuz dökmek, bıçak atmak, yumurta kırmak, çitlembik ve üzerlik otu ile tütsü yapmak, ağaca bez bağlamak, süpürge asmak, altın ve gümüşten yapılmış takılar kullanmak, demirden yapılmış malzemeler taşımak, sahtiyan, geyik boynuzu, mavi boncuk asmak, akikten yapılmış takılar taşımak.

KEMGÖZE KARŞI KULLANILAN MOTİFLERİN DOKUMALARA YANSIMASI

El: Parmakları simgeleyen beş sayısı, kemgöze karşı önleyici olarak kullanılır. El giderek stilize edilmiş ve beş nokta haline dönüşmüştür. Beşgen ve yıldız şeklindeki motiflerde aynı anlamda kullanılır.

İçiçe geçmiş karelerin oluşturduğu sekiz – on altı uçlu şekiller de bir merkezin etrafında toplandıkları zaman genellikle beş sayısını verirler. Bu motif Anadolu mimarisinde, dokumalarında. Gülbezek, rozet ve madalyon şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Anadolu folklorunda özellikle doğum olayını simgeleyen ana ile bereket arasında bir ilinti kurulmuştur. Kybele’den, Meryem Ana’ya kadar süren bu döngü her ne-kadar günümüzde Sibele inancı olarak devam ediyorsa da, İslâmiyet’ten sonra bunun yanında Fatma Ana, Fadime Ana geleneği olarak da süregelmiştir.

Fatma Ana, Hz. Muhammed’in ilk karısı Hatice’den olma dört kızının en küçüğüdür. Hz. Ali’nin eşi, Hasan ve Hüseyin’in anneleridir. Fadime Ana, Anadolu’da kadının ev işlerinin, bereketin, uğurun, hastalıklarda ve doğumda yardımın, karıkoca ilişkilerinde iyi geçinmenin sembolüdür.

Anadolu’da Fadime Ana adı verilen bitki zor doğumlarda ananın psikolojik yönden rahat doğum yapmasını sağlamak için kullanılır. Bu inanış Avrupa’nın değişik dönemlerinde çeşitli ülkelerde de uygulama sahası bulmuştur. İkel toplumlarda da el motifi, büyü ve nazara karşı kullanılmıştı. Çatalhöyük ve Alacahöyük’te yapılan kazılarda, el resimlerine ve el şeklinde sunak kaplarına rastlanmıştır. Dokumalarda görülen el motifleri ise bu inançların dokumalara yansımasıdır.

HAÇ: Nazara karşı kullanılan ve aynı zamanda süs niteliği de taşıyan diğer bir motif de, yatay ve dikey iki hattın kesişmesi ile oluşan haç’tır. Haç motifi Hristiyanlıktan çok daha eskidir. İlk olarak eski Mısır yapılarında rastlanır. Haç nazarın etkisini dörde böler ve dört ayrı yönde dağıtır.

GÖZ: En kuvvetli bakışın bile gözle uzaklaştırılabildiğinden hareketle el ‘den sonra nazara karşı en çok kullanılan motif gözdür. Çocuklara baykuş ve puhu kuşunun gözlerinin muska olarak takılması gibi, günlük yaşamda kullanılan, pek çok işlevi olan dokumalara da aynı motifin pek çok yerlerde işlendiği görülmektedir.
Dokumalarda göz motifi karşımıza üçgen, eşkenar dörtgen şeklindeki gözdür.

İlgili Makaleler