Cenaze Nasıl Yıkanır? Ölüyü Kim Nasıl Yıkar?
Ölü yıkama işlemi nasıl yapılır, ölüyü kimler yıkar, ölü nerelerde yıkanır, ölü yıkamak için gerekli araçlar nelerdir, ölü yıkama ile ilgili adetler ve uygulamalar.
- a) Meslekten yıkayıcılar
- b) Hocalar
- c) Bu işte tecrübeli olanlar
- d) “Dini bütünler”
- e) Meslekten kimse bulunamazsa, ölü evinden ya da komşulardan biri tarafından yıkanır.
Ölü yıkanırken, yıkayana yardım eden bir iki kişiyle ölünün yakınlarından ve komşulardan kimileri de bulunur. Genellikle yıkama sırasında az kimse bulunmaktadır. Kadınları kadın, erkekleri erkek yıkayıcılar yıkarlar. Kadının yıkandığı yere erkek, erkeğin yıkandığı yere kadın girmez.
Büyük kentlerde yıkama işi mezarlıkların gasilhanelerinde yapılmaktadır. Daha önceden belediye cenaze işleri müdürlüğüne ödenen belli bir para karşılığında yıkama işiyle görevli kimseler ölüyü yıkarlar. Çoğu küçük kentlerde, ilçelerde ve köylerde bu iş ücret karşılığında yapıldığı gibi “sevabına” da yapılır. Ancak ölü sahipleri yıkayıcılara para ya da ölenin giysilerini vererek onları memnun etmeye çalışırlar. Ölü ılık su ile yıkanır ve ölüye gusül abdesti aldırılır. Cesedin burnuna, kulaklarına vb. pamuk tıkandığı da olur. Nedenleri aşağıdaki gibi açıklanmaktadır:
- ı) Şeytan girmesin” diye (Kırşehir).
- 2) “Pislik, akıntı çıkmasın” diye (Maraş, Merzifon, Çubuk, Nallıhan, Eskişehir, Erzurum, Söğütözü K. /Erz., Balören B. / Çank., Afyon, Uşak, Zara) .
- 3) “Su kaçmasın” diye (Merzifon, Eskişehir).
- 4) “Abdesti bozulmasın” diye (Kayseri, Niğde, Sivas, Ankara, Durağan, Eskişehir, Erzurum, Çankırı, Afyon, Uşak) .
Ölü nerelerde yıkanır?
- a) Evin avlusunda,
- b) Evin uygun bir yerinde,
- c) Evin bahçesinde,
- d) Siperlik bir yerde,
- e) Kapı ardında,
- f) Çadırda,
- g) Mezarlık gasilhanelerinde,
- h) Hastane gasilhanelerinde,
- i) Camide yıkanır.
Anadolu’nun çoğu kent ve köylerinde, belediye gasilhane yapmamışsa, evlerin avluları ölü yıkamak için en çok kullanılan yerler olarak görülmektedir. Eski evlerin hemen hemen hepsinin birer avlusu bulunması bu durumu kolaylaştırmakta ve yaygın bir duruma getirmektedir. Avlu bulunmayan evlerdeyse “siperlik bir yer”, evin bahçesi, bu iş için kurulan çadır, yıkama yerleri olarak kullanılmaktadır. Ayrıca eskiden olduğu gibi şimdide özellikle küçük yerlerde seyrek de olsa cami avlularından da yararlanılmaktadır. Hasta, hastanede ölmüşse oranın gasilhanelerinde yıkanmaktadır. Belediyenin gömme ile ilgili işleri üzerine aldığı yerlerde, yıkama için mezarlıklarda gasilhaneler bulunmaktadır.
Ölü Nasıl Yıkanır?
“Ölü yıkanmak üzere teneşir tahtasına konur, ayakları kıbleye doğru uzatılır, üzeri diz kapaklarına kadar örtülür. Etrafında üç beş defa güzel kokulu buhur gezdirilir (ölünün kokusunu gidermek için). Ölüyü yıkayacak olan ölünün ağzını ve burnunu bir parça pamukla tıkar. Bundan sonra eline temiz bir bez parçası sararak hafif ısınmış su ile yıkamaya başlar. Ölünün ağzına ve burnuna su verilmez. Dişleri ve dudakları temiz bir bez parçasıyla silinir ve başı da mesh edilir. Sonra ayakları, başı, varsa sakalı yıkanır. Her tarafına üç defa su dökülür. Bundan sonra ölü evvela sol tarafına çevrilerek vücudunda yıkanmadık yer bırakılmaz. Böylece yıkanan ölü hafifçe kaldırılarak karnı mesh edilir. Aşağısından çıkacak şeyler olursa, giderilmekle beraber, yeniden yıkanmaz.”
Ölünün suyu temiz olmak şartıyla her yerden alınır. Çok seyrek görülen kaçınmaların dışında komşular severek ve isteyerek su verirler. Ayrıca ölü için hazırlanan suya el batırılmamasına çok dikkat edilir.
Ölünün yıkanmasından artan su ile ilgili çeşitli işlemler görülmektedir. Ölüden artan su “dökülmekten”, “başka bir ölünün yıkanmasında” kullanılmaya kadar uzanan ilginç bir tablo göstermektedir.
- ı) Dökülür (Zara, Balören, B. /Çank., Erzurum, Durağan, Eskişehir, Kastamonu, Lalahan K. /Ank., Nallıhan, Ayaş, Ankara, Çubuk, Kevenli K. /Sıv., Kırşehir) .
- 2) Ev halkı elini yüzünü yıkar (Boğazlayan6, Afyon7, Çorum8, Sıvas9, Çankırı).
- 3) Şifa niyetine hastalar, kırklı çocuklar yıkanır (Zara, Afyon, Divriği, Niğde) .
- 4) Ölenin çamaşırları yıkanır (Uşak, Çankırı, Aksaray, Kayseri, Konya, Boğazlayan, Nusret K. Balk.).
- 5) Peştemal, havlu vb. yıkanır (Çankırı, Merzifon, Maraş).
- 6) Abdest alınır (Derekışla K. /Ank., Uşak).
- 7) Hocalar ve ölü yıkayıcılar ellerini yıkarlar (Merzifon, Kayseri).
- 8) Son suyu diye yakınları ölüye dökerler (Uşakıo).
- 9) Aynı su ile başka bir ölü yıkanır (Urfa).
Ölünün gerek yıkanışı, gerekse kefenlenişi sırasında değişik kokulu maddeler yakılıp tüttürüldüğü gibi cesede ve kefene çeşitli kokular, yağlar sürülür, kutsal sular dökülür. Yakılarak koku çıkarılan maddelerin başında buhur, günlük, kâfuru ve ödağacı gelmektedir. Halk bu maddelerden tütsü vermeyi aşağıdaki biçimlerde yorumlamaktadır :
- ı) “Kokuya şeytan gelmez” (Kırşehir, Erzurum, Çorum, Uşak, Sivas).
- 2) “Gökten kokuya melekler inermiş” (Afyon, Boğazlayan).
- 3) “Ölü kokusu yok olsun” diye (Konya, Merzifon).
- 4) “Mezarda cesede yılan, çıyan vb. yanaşmasın” diye (Hopa, Rize).
Cesede ve kefene dökülen, sürülen, kokusu sindirilen maddelerin başlıcaları şunlardır: Gülsuyu, gülhatmi ,gülyağı, gülkurusu, kına (kadınlar için), hacıyağı, hacı sürmesi, esans, kolonya, zemzem suyu, kâfuru, çörek otu, misk, karanfil tozu, kokulu çiçekler ve kokulu yapraklar.
Ölü yıkamak için kullanılan gerekli araç-gereçler şunlardır: Sabun, gülsuyu, kazan, saplı, maşrapa, kulplu tas, kova, sabun köpürtme leğeni, kepçe, ibrik, teneşir tahtası, ölü lifi (kendirden ya da yapağı yünden), kese, peşkir (havlu), eldiven (lastikten ya da patiskadan), peştamal (önlük), kuruluk, terlik, takunya, tülbent, yazma, sıtır.
Sedat Veyis Örnek, Anadolu Folklorunda Ölüm