Çeyrekçi Kime Denir? Görevleri Nelerdir?
Mahalle aralarında dolaşarak ya da cami avlularında, pazarlarda tezgâh kurarak et satan gezici kasap.
Çeyrekçilere, genellikle bir koyunun dörtte birini sattıklarından bu ad verilmişti. Omuzlarında et parçalarının asılı olduğu bir sırık, ellerinde bıçak taşır, peştamal bağlarlardı. Dükkân sahibi kasaplardan ayrı olarak Fatih Sultan Mehmet döneminde kurulmuş bir örgüte bağlıydılar. Dükkân sahipleri Yedikule’deki salhanede kesilen etleri, çeyrekçilerse Eğrikapı dışındaki salhanelerde kesilen koyunların etlerini satarlardı.
1735 tarihli bir belgeye göre İstanbul’daki çeyrekçilerin sayısı 19’du. Kâhyaları, yiğitbaşıları ayrıydı, Fatih Sultan Mehmet döneminde düzenlenen Ebu Eyyubu Ensarî vakfiyesi gereğince, koyunlarını Eğrikapı dışındaki dört salhaneden birinde kestirir, derisini ve yağını aynı vakfa bağlı mumcu ve debbağlara satarlardı, İstanbul yakasında ve Eyüp’te tezgâh kurup et satabilecekleri yerler belirlenmişti, İstanbul içinde Fatih ve Bayezit camisi avlularında et satabiliyorlardı Dükkân sahibi kasaplardan daha ucuza et sattıklarından halkın çoğunluğu et gereksinimini çeyrekçilerden sağlıyordu.
Meşrutiyet döneminde çeyrekçilerin mahalle aralarında ve cami avlularında satış yapmaları yasaklandı. Yalnızca pazarlarda tezgâh kurabiliyorlardı Sayısı giderek azalan çeyrekçıler, Cumhuriyet döneminden sonra tamamen ortadan kalktı.