Genel Kültür

Çöğen Oyunu Nedir? Çöğen Nasıl Oynanır? Tarihçesi? Özellikleri

Çöğen oyunu nedir, özelliği nedir, çöğen oyunun tarihi ve çöğen oyunun kuralları.

Çöğen, günümüzde “polo” adıyla tanınan, atla oynanan bir spor olup, Türklerin ünlü bir oyunudur. Çöğene bazı yörelerde çöğan, çevgân, çevgen, Bandal, tubuk ya da Tepük denilmiştir. Tibetçe “pulu” “top” anlamına gelirken, Türkler ise topa “Tepük” demekteydiler.

Çöğen, ekseriya altışar veya dörder kişilik karşılıklı iki ekip halinde ve at üzerinde geniş ve düz bir meydanda oynanır. Çöğen denilen ucu eğri, çengelli ve sapı 1 .30 m. civarında bir değnekle oynanır. Oyundaki amaç, hakemin saha ortasında yere koyduğu topu (teptik), yarımşar saatlik devreler içinde, karşı takımın kalesine sokarak veya muayyen hedefe isabet ettirerek fazla sayı yapabilmektir.

İngilizler, çöğen (polo) oyununu 19. yüzyılın ortalarında Hindistan’da öğrenip, 1871 tarihinde ülkelerine götürmüşlerdir. Avrupa’da ilk defa 1872 tarihinde, İngiliz Ordusunda askerler tarafından oynanmıştır. Babür Şah, Hindistan’da kurduğu yeni devleti güçlendirmek için Türkistan’dan yalnız akrabalarıyla, önemli kişileri getirmekle kalmamış, Türklerin geleneklerini, yasalarını ve sporlarını da götürmüştür. Pakistan’da hala çok sevilen “polo” oyunu, Babür’ün Türkistan’dan götürdüğü Türk sporlarından birisidir. Çöğen, at üzerinde çeşitli maharetleri artıran, bir askerlik eğitimi idi. Bu oyun, halk içinde de gençlerin atlı sporu gibi görünmektedir. Böylece gençlerin ata binme maharetleri de arttırılıyordu.

Çöğen oyunu, saraylarda büyük mehterler, kırlarda ise küçük mehterlerle yapılıyordu. Atlı oyunlar ve yarışlar, Türklerde davulsuz, zurnasız olmazdı. Aslında, zurnasız şenlik olmazdı.

Çöğen oyununda, çok sayı yapan taraf ortaya konulan ödülü alırdı. Oyunda bazı hareketler ise kural dışı kabul edilirdi: Atını rakibinin atına çarptırmak, önünü kesmek, çöğen ile rakibe ya da rakibin atına vurmak gibi kurallar. . . Çöğen (polo) kuralları ilk defa Türkler tarafından getirilmiştir.

Çöğen oyunu için hazırlanan atlarda, bazı nitelikler aranarak bu atlara özel eğitim yaptırılıyordu. Atın topa sıçraması, süratle giderken kısa dönüşler yapabilmesi, ani durması ve çabuk hareketlerle geçebilmesi, binicinin istediklerini çabuk kavraması ve gürültüden ürkmemesi gerekirdi. Çöğen oyununda, atın biraz tıknaz ve yere yakın olanı tercih edilirdi.

Çöğen (polo), Orta Çağda Bizanslılarda da vardı. Bu devirde polo, elma büyüklüğünde bir top ve raket şeklinde sopalarla oynanıyordu. Ancak bu oyun Bizans’a, İran ve Anadolu yoluyla Orta Asya’dan gelmişti.
Topkapı Sarayı ve Çevresinin Bizans Devri Arkeolojisi İncelendiğinde; “Tzykanisterion” adı verilen bir yer vardır. “Tzykanisterion”; sarayın çeşitli eğlencelerine ayrılmış bir spor sahasıydı. Prensler burada ata biner, spor yaparlardı. Ayrıca burada Türklerin ünlü oyunu oynanırdı ki, bu Çöğendir. “Tzykanisterion” kelimesi Türkçe tshu-gan (Çö-gen)’den gelmektedir. Belki de spor sahası adını, Türklerin ünlü oyunu Çöğen’den almıştı.

Selçuklu tarihi incelendiğinde, Hükümdarın en büyük iltifatı kendisinin de iştirak edeceği oyuna iltifata layık görülen şahsın davet ve kabulü idi. Elçilere en büyük ikramlardan birisi, misafiri meydana davet ederek kendisinin de yer aldığı çöğen oyununu seyrettirmesiydi.

Divan-ü Lügat-it-Türk ile, Kutadgu Bilig adlı eserde, elçilerin bilmeleri gereken: Hey ‘et (Astronomi), Hendese (Geometri), Tıp, Yabancı diller, Satranç ile beraber “Çöğen oyununda da maharet sahibi olmaları zikredilmektedir.
Kutadgu Bilig’deki bir kayıt bize, Karahanlı Türk Devleti zamanında bile beden sporlarına, bu arada Çöğen oyununa ne derece önem verilmekte olduğunu göstermektedir.

Anadolu Selçukluları devrinde de Çöğen Türklerde çok oynanan bir milli spor olup, Konya, Niğde ve Kayseri gibi büyük şehirlerin meydanlarında oynanıyordu. Selçuklular bu sporu, top (tepük) ile beraber Çevgân oyunu şeklinde adlandırmışlardır. Ünlü Türk Halk Şâiri Yunus Emre Divanı’nda:

“Kim ala bu topı çevgânumuzdan, Top ûran meydanda çevgân benümdür”. “Erenler meydanında yuvarlanur top idüm, Pâdişah çevgânında kaldum ise ne oldı”. mısraları içinde bu oyundan bahsetmektedir.

Evliya Çelebi, Osmanlı Türklerinde Çöğen oyununun oynandığını ve Çöğen oyununa Bitlis’te tesadüf ettiğini kaydetmektedir. Yine Alâeddin Keykubad’ın Akdeniz sahillerinde, Kalinaros (Alanya) kalesini fethe giderken meydanda büyük çöğen oyunları tertip ettiği Selçuknâme’de yazılıdır.

Çöğen oyunu, ülkemizde şimdi artık tamamıyla tarihin malı olmuştur. Ancak, Selim Sırrı Tarcan’ın Türklerde Beden İdmanları adlı eserinde Çöğen oyununun 192o’li yıllarda oynanmakta olduğunu belirtmektedir.

1523 tarihinde ölen meşhur hattat Ali Meşhedi’nin yazdığı Kitab Der Bazi-i Işk-ı Gûy u Çevgân adlı kitapta, çöğen oyununa ait çok değerli bilgiler vardır. Bu yazma, İstanbul Türk İslâm Eserleri Müzesi 404 numarada kayıtlıdır.
İngiltere’ye 1871’de Hindistan yolu ile giren ve “polo” ismiyle tanınan bu oyunun, on bir asır önce Türkler tarafından oynandığı ve ı92o’li yıllara kadar oynanan eski bir Türk Sporu olduğu açıkça görülmektedir.

Özbay Güven, Türklerde Spor Kültürü