Elazığ Harput Ziyaret Yerleri Ocaklar
Elazığ (Harput) Ziyaret Yerleri, Ocaklar ve Dini Mekanlar, Harput Kültüründe Dini Mekanların Önemi ve Uygulamalar
Elazığ (Harput) da oldukça yaygın bulunan halk inançlarından biri ve hatta en önemlisi diyebiliriz ki türbe ve yatır gibi ziyaret yerleri ile ilgili inançlardır. Halkın inançların kutsallaştırılan bu mekânlar, belli belirsiz gün ve saatlerde, bilinen usul ve esaslar dahilinde ilgililerce ziyaret edilerek, niyetlerin gerçekleşmesine, taleplerin kabul görmesine, tedavisi mümkün görünmeyen hastalıkların ise yok olmasına sebep, çözüm ve derman aranır. Bu ulu mekânlara çalışmamızın ilgili bölümünde de işaret edildiği gibi saçı mahiyetinde renkli iplikler, çöp bebekler, iplerden kurulan beşikler bırakır, buğday serper, mum yakar ve taş yapıştırırlar. Ayrıca koç, koyun gibi hayvanları adak kurbanı olarak keser, ihtiyaç sahiplerine dağıtırlar. Bu inançlarda ve pratiklerde, türbede yatan ulu kişinin ruhu ile temas kurup onun şahsıyla bütünleşeceklerine inanan dilek sahipleri, bunların manevî kudretine teslimiyet göstererek Tanrı’dan, sıkıntılarının sona ermesini ve hastalıklarının şifa bulmasını ister, duada ve yakarışlarda bulunurlar. Bu vesile ile kendilerinden manen daha güçlü ve kudret sahibi olarak gördükleri bu ulu şahıslarla ruhî-manevî bir bağ kurduklarına; “bunların yüzü suyu hürmetine” her türlü dert, belâ hastalıklarının yok olacağına inanırlar ve bu mekânları birer umut kapısı olarak görürler. Bu ulu ve bilge kişilerden
Beşik baba , çocuğu olup da yaşamayanların ziyaret yeri olarak bilinir ve bu şekilde inanılır. Çocuğu yaşamayan analar, hazırladıkları bebek ve beşik sembollerini bu türbeye bırakarak, yaşayacağına inandıkları çocuklarına kavuşacağı günü ümitle beklerler. Ayrıca bir türlü iflah olmayan hasta çocuklar, bu türbede beş on dakika yalnız bırakılır, bu süre içinde onların ağlaması yaşamasına, ses çıkarmaması ise öleceğine bir işaret sayılmaktadır. Murat Baba, muradı olup da buna ulaşamayanların, Arap Baba, Üryan Baba, delilerin, sarası olanların ve felçlilerin; Seyyid Kasım Baba, kulağı ağrıyanların; Çapakçurlu Şeyh, şiddetli baş ağrısı çekenlerin; Nadir Baba ise çocuğu olmayan genç gelinlerin ümit kapısıdır.
Ankuzu Baba, Mansur Baba, Nâzir Baba, Ahmed Peykerci, Tayyar Baba, İmam Efendi, Mazhar Efendi ve altı nefer arkadaşı ile gömülmüş bulunan Celal Baba” , muhtelif niyet sahiplerince ziyaret edilen türbeleridir.
Elazığ ( Harput’ta) özellikle şöhret bulunan ve hakkında birçok menkıbeler anlatılan Fetâhmet (Fatih Ahmet) Baba, felçlilerin, dili tutulmuşların, delilerin, çocuğu olmayanların, sihir, büyü ve nazara uğramışlar ile muhtelif niyet ve talep sahiplerinin ziyaretgâhı olarak bilinir. Delilerin Fatih Ahmet Baba Türbesi’nde bir gece yatmaları şifa bulacaklarına, bu ulu mekânda, koluna demir bir bilezik geçirip ömrünce bunu çıkarmayanların çoluk-çocuk sahibi olacaklarına inanılmaktadır. Türbe duvarının hemen arkasında “dilek duvarı” adı verilen yere, niyet sahiplerince taş yapıştırılmaktadır ki bu duvar fotoğrafıyla da tespit edilmişti. Keza, türbenin çevresinde bulunan alıç ağaçlarına bağlanan renkli iplik ve bez parçalarından ötürü görünümü tamamen değişmiş olan ağaçları bizzat gördük.
Harput mezarlığında üzerinde türbesi bulunmayan ve mezarı genellikle kadınlar tarafından akın akın ziyaret edilen Beyzade Efendi’ye, üç veya yedi hafta boyunca Cuma günleri selâ verilirken gidilir. Niyetinin gerçekleşmesi amaç ve inancıyla eline aldığı bir top ipliği sökerek giden kadınlar, dönerken sökülen bu ipliği tekrar sararak evlerine dönerler. Mezarın toprağını dili ile ağzına alıp yutanlar veya bu toprağı suda eriterek içenler hangi dileği varsa bunun gerçekleşeceğine hangi derdi, acısı, ıstırabı varsa yok olacağına inanırlar, Keza, mezarının üzerine kadınlar tarafından serpilen buğday tanelerini, dillerinin altında saklayan ortaokul ve lise çağındaki öğrencilerin, derslerinde ve imtihanlarında başarılı olacaklarına dair inançlar vardır. Muzaffer Baba ve Çekme Baba yatırları da, benzer amaç ve inançlarla ilgililer tarafından ziyaret edilmekte ve adaklar adanmaktadır.
Günümüzde Anadolu’nun hemen her yerinde nice ulu ve bilge kişilerin mezarlarına, türbelerine ve mezarsız yatırlarına rastlanmaktadır. Anadolu’nun Türkleşip İslamlaşmasında önemli rol oynayan bu şahsiyetlerin, cemiyetin vicdanında silinip gitmesi elbette ki mümkün değildir. Bu ata mezarları bu türbe ve yatırlar, milletimizin duygusunda, düşüncesinde, inancında ve vicdanında toprağı vatan yapan önemli tarihî vesikalardır. Keza, bu ulu mekânların ziyaret edilmesi İslamiyetle de uyum içerisinde bulunmasına rağmen, yukarıda tespit ettiğimiz pratiklerin, İslâm inançları ile alakalı hiç bir yönleri bulunmamaktadır. Bu itibarla, yörede uygulanan söz konusu tutum ve davranışların menşeini, eski Türk inançlarında aramak gerekir. Nitekim bu konuda yapılan araştırmalar, bahsolunan inanç ve pratiklerin Orta Asya Türklüğünde görülen uygulamaların bir devamı olduğunu oraya koymuştur.
Kaynak: Harput’ta Eski Halk İnançları ve Halk Hekimliği, Rıfat ARAZ (1995)