Halkbilimi

Erzurum Köy Seyirlik Oyunları Araştırması

Erzurum Köy Seyirlik Oyunları: Araştırmanın adı, kapsamı ve terminoloji sorunu
Köy seyirlik oyunları üzerindeki araştırmalar oldukça yenidir. Bu tür oyunların yazıya geçirilmiş ilk örneklerini Cenupta Türkmen Oymakları adlı çalışmada buluyoruz. Ali Rıza Yalman’ın hazırladığı bu eserde Oyunlar başlığı altında yedi ayrı oyun metni verilmiştir. Bunlardan ” eski bir Türk kukla oyunudur” biçiminde tanıtılan Karacör ile ” temsille ilgili bir oyundur”, açıklamasıyla birlikte sunulan Arap oyunu bizim ilgi alanımıza girmektedir. Görüldüğü üzere yazar burada oyun terimini kullanmıştır.

Hamit Zübeyr Koşay’ın 1935 yılında yayınladığı Ankara Budun Bilgisi isimli eserde Ankara’dan derlenen on beş oyun metni verilmiş ve bunlar temsil oyunları başlığı altında takdim edilmiştir.

Bu konuda ilk derli toplu araştırmayı Ahmet Kutsi Tecer yapmıştır. Tecer, 22 Aralık 1939’da Ankara Devlet Konservatuarında verdiği konferansıyla konuyu gündeme getirmiştir. 1940 yılında Çığır Mecmuasında yayınlanan konferans metni 3 , aynı yıl içinde Köylü Temsilleri adıyla kitap halinde neşredilmiştir. Sahasında ilk ve önemli olan bu çalışmasında Tecer, önce terminoloji sorununu ele alarak köylü temsilleri terimini neden tercih ettiğini açıklar. “Köylerde ve köylüler tarafından yapılan temsili mahiyette oyunlar” biçiminde tanımladığı bu ürünler için köylü tiyatrosu, halk tiyatrosu, halk edebiyatında temaşa, halk temaşa folkloru, temaşa ve oyun terimlerinin akla gelebileceğini belirterek bunların hiç birini uygun bulmaz. Ona göre ” iptidai mahiyette dramatik tezahürler olmaktan ileriye geçemeyen ” köylü oyunlarını karşılamak üzere köylü tiyatrosu terimini kullanmak yanlıştır.

Ortaoyunu, kuralları belirlenmiş, kendi sınırları ve imkânları dahilinde gelişmiş bir tür olup köylü oyunlarından farklı boyutlara sahiptir. Halk tiyatrosu, halk edebiyatında temaşa ve halk temaşa folkloru daha geniş kapsamlıdır. Köylü oyunları, bu geniş kapsamlı alanın bir kolu olabilir. Temaşa kelimesi tiyatro karşılığı olarak kullanılmakta ve modern anlamdaki sahne oyununu karşılamaktadır.

Oyun kelimesi ise çocuk oyunları, zeka oyunları, şans üzerine kurulmuş oyunlar, spor mahiyetinde oyunlar ve daha bir çok anlamları yüklendiği için ayırıcı niteliğe sahip olmaktan uzaktır. Bütün bu nedenlerden dolayı “bir maksadı mutazammın olarak terkip ve şahıslar tarafından temsil suretiyle icra olunan oyun” fikrini ifadeye tamamıyla kâfi gelebilen temsil kelimesini tercih ettiğini belirten Ahmet Kutsi Tecer, bu terim altında ele alınacak ürünleri “köylüler tarafından tertip edilmiş ve temsil suretiyle icra edilmiş oyunlar” şeklinde sınırları 1942 yılında bu konuyu ele alarak kısa bir girişten sonra Sarıkamış’taki askerliği sırasında (1940) erlerden derlediği oyun metinlerini yayınlanan Süleyman Kazmaz, köy tiyatrosu terimini kullanır.

“Köylerimizde çoğu düğünlerde veya kışın odalarda delikanlılar , oyun çıkarmasını bilenler tarafından temsili oyunlar oynanır. Köy tiyatrosu dediğimiz budur” cümleleriyle araştırmasına başlayan Kazmaz, temsili oyun, köy temsilleri ve dramatik gösteriler ifadelerini de kullanır. Bu çalışmasını 1950 yılında kitap haline getirerek giriş kısmında daha geniş açıklamalara yer verir. 6 Süleyman Kazmaz, burada dramatik folklor tezahürleri terimini de önermekle birlikte köy tiyatrosu ifadesini oldukça uygun bulur ve modern tiyatro ile köylü oyunlarını karşılaştırır. Kazmaz, köy oyunlarında metin, sahne ve dekor unsurlarının bulunmadığını belirterek şu yorumu getirir : ” Piyes, belli bir şahıs tarafından sahnede oynanmak üzere ve bazı teknik kurallara göre yazılmış edebi bir eserdir ve her oynanışta yeni baştan ele alınır ve türlü değişikliklere uğrar”.

Bu mukayeseli açıklamalarına rağmen Süleyman Kazmaz, köy oyunlarında ilkel biçimde de olsa yazılı olmayan bir metin, oynanma yeri, dekor, kostüm, oyuncu unsurlarının bulunduğunu öne sürer ve köy tiyatrosu terimini kullanmaktan kaçınmaz.

Ahmet Kutsi Tecer, Süleyman Kazmaz’ın bu eserine yazdığı takdim yazısında yine genel olarak köy oyunlarından bahsederken dramatik folklor mahsulleri , temsil değeri olan köy oyunları )ve temsili oyunlar gibi ifadelere yer verir.

Hamdi Olcay ise konusunu köyden alan, ama modern tiyatro tarzında kaleme alınmış oyun metinlerini içeren eserine Köy Orta Oyunları adını vermiş , ancak bu terimi tercih nedeni konusunda herhangi bir açıklama yapmamıştır.

Refik Ahmet Sevengil, Türk Tiyatrosu Tarihi adlı eserinde Köy Oyunları adı altında bir bölüm açmış, dramatik halk oyunlarının bir kolu olarak sunduğu bu oyunları karşılamak üzere köy temsilleri ve köy tiyatrosu terimlerini kullanmış, ancak bu konuda kesin bir tercih yapmadığı gibi, bu kelimeler üzerinde bir değerlendirme de ortaya koymamıştır.

Seyirlik oyun terimini ilk kez kullanan bilim adamı Metin And olmuştur. Dionisos ve Anadolu Köylüsü adlı çalışmasında Metin And, seyirlik oyunlar, seyirlik köylü oyunları, Anadolu seyirlik oyunları, Anadolu köylüsünün seyirlik oyunları, köylü seyirlik oyunları, Anadolu seyirlik köylü oyunları gibi ifadelerle bu oyunlardan bahseder.

Şükrü Elçin ise doçentlik tezi olarak hazırladığı ve 1964 yılında ilk baskısını yaptığı Anadolu Köy Orta Oyunları (Köy Tiyatrosu) adlı eserinde köy seyirlik oyunlarını “köylülerin uzun kış aylarında ve hususiyle düğünlerde, bayramlarda eğlenmek ve vakit geçirmek için oynadıkları dram karakterli temsiller” biçiminde tanımlayarak “bütün bu eserlere folklor çerçevesine giren dram olarak bakmak yerinde olacaktır” der. Anadolu köy orta oyunları (köy tiyatrosu) ifadesini kullanır, fakat terminoloji yönünden açıklama getirmez.

Pertev Naili Boratav ile Nurhan Karadağ da Metin And’a uyarak seyirlik köylü oyunları ve köy seyirlik oyunları terimlerini kullanırlar.

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız bu farklı değerlendirmelere rağmen araştırma konumuz olan oyunlara ad olarak köy seyirlik oyunları biçimindeki kullanım yaygınlık kazanmış , son otuz yıl içinde araştırmacı ve bilim adamları genellikle bu terimi tercih etmişlerdir. Özellikle Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde çoğu Prof. Dr. Metin And tarafından yaptırılan lisans tezlerinde de bu terime yer verilmiş, ancak iki lisans tezinde de konuya farklı bir yorum getirilmiştir. Bunlardan biri , Ulutepe Köyünde Oyun Çıkarma Geleneği  diğeri de , Gökdere Köyü Oyun Çıkarmaları adını taşır. Bu çalışmaların ikisinde de bizzat köylülerin oyunlara herhangi bir ad vermedikleri, ancak bunlardan, oyun çıkarma şeklinde bahsettikleri belirtilerek köylülerin kullandığı terimin en doğru terim olarak kabul edildiği açıklanmış ve öylece ele alınmıştır.

Araştırma sahamız olan Erzurum’a coğrafya, kültür ve dil bakımından Anadolu dışında en yakın bölge olarak kabul ettiğimiz Azerbaycan’da yapılan araştırmalara göz attığımızda Azeri araştırıcıların bu oyunları halk temaşası , halk tiyatrosu, halk dramı, oyun temaşası gibi terimlerle karşıladıklarını görüyoruz.

Batılı araştırmacılara gelince onlar, köy seyirlik oyunlarını kendi kültürlerindeki kaba halk komedisi (farce), hiciv (satire), karakter oyunu (moeurs); sessiz oyun (pantomime) gibi türlerle karşılaştırmışlar ve tiyatro adını vermişlerdir.

Araştırmacı ve bilim adamlarının kullanım ve önerilerinden terim üzerinde bütünüyle bir anlaşma sağlanamadığı gözlemleniyor. Temsil ve temaşa , sahnede sergilenen oyunu karşılamak üzere kullanılmıştır. Kaldı ki son yıllarda bu kelimeler de terkedilmiş, yerine oyun kelimesi geçmiştir. Ortaoyunu, tarih içinde belli bir yere sahip olan ve kendine has kurallarıyla sınırlanmış bulunan oyunun adıdır, köy oyunlarından farklı boyutlara sahiptir. “Köylü tiyatrosu geleneğinden ayrıldığı en önemli nokta profesyonel oluşu ve köydeki gibi ritüele dayanan işlevlerinin olmayışıdır.

Böyle bir araştırmayla ilgili terminoloji sorununun çözümünde baş vurulacak ilk kaynak kuşkusuz oyunları sergileyen halkın bizzat kendisi olmalıydı. Lisans tezi seviyesinde konuya yaklaşan Rıza Şahin ve H. Ünal Köksal da bu yolu denemişlerdir. Söz konusu araştırmalarda belirtildiği gibi Anadolu’nun bütün bölgelerinde araştırma konumuz olan oyunlarla ilgili olarak oyun çıkarma, oyun yapma ifadeleri kullanılmaktadır. Aynı durum, Erzurum’da da geçerlidir. Fakat, oyun çıkarma kelime grubundaki -ma eki, bu ifadeye klişeleşmiş isim niteliği kazandırmıyor. Köylü, bu ifadeleri oyun yaptık , oyun çıkaracağız gibi zaman ve şahıs ekleriyle birlikte kullanıyor. Hareketi iş şeklinde ifade eden fiil ismi olarak düşünüyor. Bu nedenle oyun çıkarma ifadesini köylü oyunlarını karşılamakta
kullanmamız mümkün değildir. Ancak, köylüler bu oyunlara bir tür veya grup halinde isim vermemekle birlikte onlardan münferit olarak söz ederken değirmen oyunu , berber oyunu şeklinde adlandırmaktadırlar. Yani köylü, eğlence amacıyla sergilediği eserin oyun olduğu bilincindedir.

Araştırmacıların tercih, öneri ve bu husustaki değerlendirmeleri ile köylülerin kullanımlarını dikkate alarak biz de inceleme konumuz olan oyunlara köy seyirlik oyunları adını vermeyi uygun bulduk ve araştırmamız Erzurum iliyle sınırlı olduğu için Erzurum Köy Seyirlik Oyunları başlığını kullandık. Belirleyici nitelikleri , çalışmamızın ilerleyen bölümlerinde bütün derinliği ve genişliği ile ele alınacaktır.

Ancak, şimdi kısaca özetlemek gerekirse, Türkçe’de oyun kelimesi çok çeşitli anlamlara sahiptir. 23 Bizim incelediğimiz oyunların ayırıcı özelliği, oyunu sergileyenlerin “kendilerinden başka birini ya da bir varlığı canlandırmalan”dır. Bu anlamda dramatik oyun terimi de kullanılabilirdi. Fakat, Prof. Dr. Özdemir Nutku’nun itirazlarında ortaya çıktığı gibi, dramın kendine has başka özellikleri de vardır. Köy seyirlik oyunlarında sanat endişesiyle bir şeyi dramatize etmekten çok , bir yansılama söz konusudur. Ayrıca bizim ilgi alanımıza giren oyunların seyredilme ve izleyenleri eğlendirme yönü ağırlıklı olduğu için seyirlik oyun diyoruz. Sonuç olarak bu oyunlara çağdaş anlamda tiyatro denilemezse de Metin And’ın ifadesiyle “sahnesiz bir tiyatro” ? olduğunu kabul etmek zorundayız.

Kaynakça: Erzurum Köy Seyirlik Oyunları Dilaver Düzgün ( Doktoro Tezi)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir