Ilıca ve Sarıkız Efsanesi (Kütahya İline Ait Efsaneler)
Ilıca ve Sarıkız Efsanesi, Kütahya ilimize ait Ilıca Sarıkız Efsanesi nedir, neyi anlatır? Kütahya efsanesi Ilıca ve Sarıkız
Kütahya ilimizin çevresinde, halkın tatil günlerinde gittiği pek çok mesire yeri vardır. Koru, Özbek, Hıdırlık, Bayramlık, Çiğdemlik, Kırklar, Üçler, Damlarca, Sahandurmaz, Katırcıpınar şehre yakın olan mesire yerlerinden birkaçıdır. Daha uzaklarda, şehrin dışında da sözü edilmeye değer yerler vardır, Ilıca, Yoncalı, Çamlıca gibi.
Bunlardan Ilıca ile ilgili olarak anlatılan efsane, motif bakımından iki ayrı efsanenin birleşmesinden meydana gelmiş hissini uyandırmaktadır. Ilıca, Kütahya – Eskişşehir karayolunun otuz dördüncü kilometresine 4 kilometrelik bir yolla bağlıdır.
Çevresi ormanlarla kaplı , olan Ilıca’da bugün modern tesisler vardır. Suyu ve çamuru şifalı olduğu için ayrıca hastalar için de ilgi çekicidir. Kaloriferli olduğu için kış mevsiminde de istifade etmek için Ilıca’ya gelenler eksik olmaz.
Vaktiyle çevre köylerin birinde sarı saçlı bir kız ninesiyle birlikte yaşıyormuş. Bunların bir de sarı inekleri varmış. Sarıkız gündüzleri ineğini otlatır akşamı edermiş. Sütünden yoğurt yapar, yağ yapar, geçinip giderlermiş.
Yine güzel bir bahar sabahı sarıkız ineğini önüne katıp otlatmaya götürür, öğleye kadar çayırlarda, çimenlerde dolaşır. Yemek zamanı gelince uzaklardan bir ses gelir kulağına, derinden, çok uzaklardan…
«Geliyorum Sarıkız, geliyorum. Ağlayarak mı geleyim, çağlayarak mı?»
Sesin nereden geldiğini anlayamayan Sarıkız çok korkar, ne yapacağını bilemez. Hemen ineğini önüne katıp ninesinin yanına gelir. Ninesine bir şey söylemez.
Ertesi gün aynı sesi yine duyar:
«Geliyorum Sarıkız, geliyorum. Harlayarak mı geleyim, gürleyerek mi?»
Sonunda Sarıkız duyduklarını ninesine açmaya karar verir. Evlerine gelince başına gelenleri bir bir anlatır. Bunlar bir yandan konuşurlarken görünmez bir el de Sarıkızı âdeta ineğin yanına çeker. Hemen ineğinin yanma inen Sarıkız yine aynı sesi duyar. Dayanamaz, cevap verir:
«Harlayarak gel, harlayarak.»
Kız bunu der demez kayalar çatırdamaya başlar, her yandan çağıldayan sular alev alev yanarak Sarıkız’ı sarar. Sarıkız ne olur, nereye gider, kimseler bilemez. Bilinen bir şey varsa o da saçlarının rengini bu sulara vererek kaybolduğudur, kalbinin ateşini bu sulara vererek sır olduğudur. Onun için Ilıca’nın suları sarı ve sıcak akarmış.
Ninesi ile ineğini de bir daha kimseler görmemiş, onlar da kaybolup gitmişler.
Kaynak: Saim Sakaoğlu / 101 Anadolu Efsanesi