Halkbilimi

Karagöz Gösterilerinde İstanbul

Türk gölge oyunu Karagöz İstanbul’da gelişen Osmanlı kültürüyle bütünleşmiştir. Karagöz oyunlarında İstanbul’un yaşamım görmek mümkündür. Örneğin Ağalık oyununda esir pazarlarındaki köle ve cariye alım satımı, Büyük Evlenmede İstanbul’daki büyük düğünler, Kayıkta Haliç’le, Boğaziçi’nin günlük yaşamı, Kanlı Nigâr’ da İstanbul’un batakhaneleri, Tahmiste Tahtakale’deki kahve dövücüleri anlatılır. İstanbul değişik kültür özellikleri, insanları ile Karagöz’ün konusu olmuştur.

Karagöz saray tarafından da ilgi görmüş ve desteklenmiştir. Şenliklerde, şehzadelerin sünnet düğünlerinde Karagöz gösterilerine yer verilmiştir. I. Süleyman’ın şehzadeleri için düzenlenen sünnet düğününde (1539), III. Murad’ın oğlu Mehmed’in sünnet düğününde (1582) Karagöz oynatıldığı bilinir. Esnaf loncalarının düzenlediği “esnaf teferrücü” denilen şenliklerde de Karagöz gösterilirdi.

Ramazan ayında Karagöz gösterileri daha da çoğalırdı. İstanbul’un birçok semtinde mevsim kış ise kahvehanelerde, yaz ise bahçelerde veya kahvehanelerde Karagöz perdeleri kurulurdu. Kahvehanecilerle anlaşan Karagöz ustaları perdeyi kurabilmek için Zaptiye Nezareti’nden ve belediyeden izin alırlardı.

Siyasal taşlamalar da yapan Karagöz o günün İstanbul’undaki sosyal ve toplumsal olayları, bozuklukları konu edinerek şiddetle eleştirmiştir. Dönemin Kirli Nigâr’ı, Bekri Mustafa’sı, Karagöz oyununda değişik tipler olarak yerlerini almışlardır. Karagöz bazı dönemlerde çeşidi nedenlerden dolayı yasaklanmıştır. İmparatorlukta sosyal ve siyasal bozuklukların hâkim olduğu dönemlerde Karagöz oyunları da nezaketten ve estetikten uzaklaşmıştır.

İstanbul’daki Karagöz sanatçılarının Tahtakale’de işyerleri vardı. Burada kâhya, usta, kalfa ve çıraklardan oluşan bir düzen içinde örgütlenmişlerdi. Başlarındaki kişilere de “serkâr”, “pir”, “serçeşme” veya “kolbaşı” adı verilirdi. Diğer esnaf kuruluşlarında olduğu gibi çıraklıktan ustalığa geçişleri “şed kuşanma” törenleriyle yapılırdı. Sanatçılar, sürekli işyerinde duran kâhya tarafından sırayla işe gönderilirdi.

Karagöz sanatçılarının hemen hepsinin mutlaka bir asıl işi vardı. Karagöz oynatmayı işlerinden arta kalan zamanda yaparlardı. Tanınmış Karagöz sanatçılarının çoğu asıl meslekleriyle anılırdı. Hayali Berber Sa-id, Hafız Mehmed Efendi, Kâtip Salih, Yorgancı Abdullah Efendi, Hamamcı Süleyman Efendi, Camcı İrfan gibi. Daha sonraları Çelebi Alaattin Mahallesi Balkapanı Caddesi’nde bir kahvede, Mısır Çarşısının Paçacılar Kapısı’na giden caddede, Çavuşoğlu Çıkmaz Sokağı’ndaki bahçeli bir kahvede, Beyazıt’ta Simkeşhane içinde ve Galata’da bir kahvede toplanmışlardır.

Örgütlenmelerini Cumhuriyet döneminde dernekler kurarak sürdürmüşlerdir. 1934’te Camcı İrfan’ın (Açıkgöz) başkanlığında “Karagözü Sevenler ve Karagöz Sanatkârlarını Himaye Cemiyeti”, 1957’de Hayali Küçük Ali (Muhittin Sevilen), Camcı İrfan, Mazhar Baba (Gençkurt) gibi Karagöz ustaları tarafından “İstanbul Umum Karagöz, Kukla ve Hokkabaz Sanatkârları Derneği”, 1970’te “Türkiye Karagözü Yaşatma ve Tanıtma Demeği” kurulmuştur.

Mevlüt ÖZHAN