Mevlana’nın Kişisel Özellikleri Nelerdir?
Mevlana’nın Kişisel Özellikleri Hakkında Bilgi
Mevlana, pek kaba sofular hariç, İslâm ve gayrüslâm bütün beşeriyet tarafından beğenilmiş bir fikir ve sanat adamıdır. Büyük İngiliz müsteşriki A. J. Arberry onun için dünyanın en büyük şairlerinden biri, eğer en büyüğü değilse…» hükmünü vermektedir.
Goethe’den başlayarak birçok büyük şairler arasında Mevlânâ hayranlığı yaygındır. Rembrandt onun bir tablosunu yapmaktan kendini alamamıştır. Mevlânâ’da şahıs hürriyetine, fikir hürriyetine verilen olağanüstü değer, insanı âdeta kutsal bir varlık derecesine yükseltmiştir. O, hiçbir doğuş farkı, sonradan edinilmiş hiçbir haslet farkı tanımadan bütün beşere değer verir. En kötü insanı bile bağışlanmaya, sevgiye lâyık görür. Tanrı aşkının insanı ne derece yücelttiğini, temizlediğini, tamamen ‘dehasına has bir söyleyişle belirtmiştir.
İran ve Türk şairleri arasında kimse onun ateşli lirizminden uzak kalamamış, Mevlânâ yüzlerce büyük Doğulu şaire feyiz kaynağı olmuştur. Hindistan Müslümanları arasında da büyük etki yapmış ve dinamik felsefesiyle islâm âleminin uyanışında yüzyılların ötesinden seslenen bir mütefekkir olarak görünmüştür. Muhammet İkbal’in düşünüş sistemi, geniş ölçüde Mevlânâ’ya dayanmaktadır. Kurulmasına âmil olduğu tarikat, tamamen Türk tarikati olarak, Türk kültürüne ölçülemeyecek kadar büyük hizmetlerde bulunmuştur.
Mevlana önce Gevher Hatunla evlenmiş, onun ölümünden sonra, dul bir kadın olan Cerâ Hatun’u almıştır. İlk zevcesinden Sultan Velet ile Alâettin Çelebi, ikincisinden de Muzafferüddin Emir Alim Çelebi ile Melike Efendi ve Bulâ Hatun doğmuşlardır. Mevlânâ soyu, Sultan Veled’in oğlu Celâlettin Feridun Ulu Arif Çelebi’den yürümüştür. Bu soydan sadrâzamlar, şeyhülislâmlar, devlet adamları, her alanda büyük sanatkârlar yetişmiştir. Nesli devam etmektedir.
Mevlânâ’da Türklük sevgisi çok kuvvetlidir. Türk ırkını övmekten hoşlanır. O yüzyılda Anadolu’da Türkçe’nin ileri bir şiir dili olarak henüz gelişmemiş olması yüzünden Farsça söylediğine üzülür: Aslem Türk – est egerçî hindû – gûyem» (Her ne kadar Farsça söylüyorsam da, aslım Türktür) mısrası ünlüdür.
- Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
- Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
- Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
- Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
- Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
- Hoşgörülükte deniz gibi ol.
- Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.