Türkiye’de Halk Oyunları İle İlgili Çalışmalar
Türkiye’de Halk Oyunları İle İlgili Çalışmalar Nelerdir? Neler Yapılmıştır? Bu çalışmaların tarihçesi
Türkiye’de halk (oyunları) hakkında ilk yazı 1900 yılında Rıza Tevfik (Bölükbaşı) tarafından yazıldı. Ne-Sal-i Afiyet Salname-i Tıbbî adlı bir tıp yıllığında yayımlanan ve Raks başlığını taşıyan bu yazıda halk oyunları üzerinde bu gün bile geçerliliğini kaybetmeyen hususlara değinilmiş, önemi azımsanmayacak bilgilere yer verilmişti. Bu yazıyı Türkiye’deki halk oyunları çalışmalarının başlangıcı olarak kabul ediyoruz.
Bundan sonraki ilk aşamaya, halka eğilme ve halkla kaynaşma hareketi olan Cumhuriyet Yönetiminin, kurulmasıyla ulaşıldı. Cumhuriyet yönetimi kurulduktan sonra artık Türk aydını, eskiden beri hor görülen, kendi halkının arasına daha rahat girebiliyor. Cumhuriyetin kurucusu ve Başkanı olan Atatürk halk oyunlarına özellikle önem veriyor, halayında, barında baş çekiyor, zeybeklerle, Seymenlerle birlikte halkının arasına karışıyordu:
Bu yıllarda (1926) ilki İstanbul Belediyesi Konservatuarınca düzenlenen Halk Müziği Derleme Gezilerinde Halk oyunlarına da yer veriliyordu. Gerçi, halk oyunları üzerinde yapılan kuramsal ve uygulamalı çalışmalar, Cumhuriyetin başlangıç yıllarındaki büyük halkçılık coşkusunu henüz yansıtamıyordu. Bununla birlikte Türk Ocaklarında konferanslar verip Zeybek oyunları gösterileri düzenleyen Selim Sırrı Tarcan’ın çalışmaları burada anılabilir.
1927 yılında kurulup büyük kuramsal çalışmalar yapan Halk Bilgisi Derneğinin de halk oyunlarımızda eğildiği söylenemez. Ancak dernek, yayımladığı Rehber’ deki 15 maddelik kadroda halk oyunlarına Raks adı altında bir ana madde olarak yer verdi.
1929 yılı yazında halk oyunları çalışmaları alanında önemli bir olay oldu: İlk kez bir bölgemizde oyunlar filmle saptandı. İstanbul Belediyesi Konservatuvarı adına halk müziği derlemek üzere, Yusuf Ziya Demircioğlu, Mahmut Ragıp Gazimihal, Ferruh Arsunar ve Abdülkadir İnan’dan kurulu bir ekip, aralarında bulunan bir sinema operatörü aracılığı ile Trabzon, Rize, Erzincan ve Erzurum halk oyunlarının filmle saptadı. Bu olayı ileriyi iyi gören aydın folklorcularımızın önemli bir başarısı olarak görmemek elden gelmez. Çünkü halk oyunlarımızın bilimsel nitelikte ve filmle tekrar saptanmasının ele alınabilmesi için aradan kırk yıl kadar bir zaman geçmesi gerekecektir.
Halk oyunları ile ilgili çalışmalardaki en büyük canlılık Atatürk’ün isteğiyle 1932 yılında kurulan Halkevlerinde kendini gösterdi. Dağınık bir biçimde yapılan çalışmalar düzenli ve bilinçli bir hal aldı ve bütün yurt yüzeyine yayıldı. Kuramsal çalışmalar yanında uygulamalar da başladı. Her ilde halk oyunu toplulukları kuruldu. Bundan sonra, başta Ankara olmak üzere bütün illerimizde Şenlikler (festivaller) düzenlenmesi yönüne gidildi. Bu suretle halk oyunları hareketi kendini önde bir kültür olayı olarak kabul ettirdi.
Bir yandan da halk oyunları üzerindeki bilimsel çalışmalar ve araştırmalar sürdürülüyordu. 1941 yılında Vahit Lütfü Salcı yaptığı araştırmalar sonunda elde ettiği bilgileri Gizli Türk Dinî Oyunları adlı yapıtında yayımladı.
1944 yılında halk oyunlarıyla ilgili olarak 3 ciltlik bir yapıt daha yayımlandı. Kasım Ülgen’in yazdığı Doğu Anadolu Oyun Havaları. Yazar bu kitapta kendine özgü bir yöntemle oyunların notalarını vererek ve ayak hareketlerini resimlerle göstererek halk oyunlarının saptanması üzerinde durdu.
Halkevlerindeki bu büyük canlılık 1944 yılından sonra (o yıllarda açılan) Köy Enstitülerine ve Öğretmen Okullarına sıçradı. 1940 – 1950 yılları arasında on binlerce genç halk oyunu gösterilerine katılmaya başladı. Bu suretle on binlerce genç kendi halkının öz kültürünü daha yakından tanımış oldu.
1951 yılında Halkevleri kapatılınca halk oyunları topluluklarının yuvaları dağıtılmış oldu. Bu arada Köy Enstitüsü Öğretmen Okulları ve Yüksek Okullarımızla Üniversitelerimizdeki gençler ilgisiz kalan oyunlarımıza sahip çıktı.
1955 yılında Yapı ve Kredi Bankası bu kültür hizmetlerini üzerine aldı. Türk Halk oyunlarının yaşatabilmek amacı ile Türk Halk Oyunlarım Yaşatma ve Yayma Tesisi aldı bir örgüt kurdu. Yuvasız kalan halk oyunlarımızı çatısı altında barındırdı. Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisi çalışmalarını Vedat Nedim Tör’ün Başkanlığında sürdürdü. 1970 yılında kadar varan on dört yıllık çalışma süresinde (dördü bölgesel şenlik olmak üzere) on dört Uluslararası Halk Oyunları Bayramı (Festivali) düzenledi. Söz konusu bu bayramları düzenlemek için her yıl ekipler halinde Anadolu ve Trakya’da halk oyunları araştırmaları yapıldı. Yapı ve Kredi Bankası İdare Meclisi Reisi Kâzım Taşkent zamanında ve Vedat Nedim Tör’ün başkanlığında kurulan Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisinde; A. Kutsi Tecer, Halil Bedi Yönetken, A. Adnan Saygun, M. Ragıp Gazimihal, Şerif Baykurt, Muzaffer Sarısözen, Ruhi Su, Behçet Kemal Çağlar 1968 yılından sonra da Sadi Yaver Ataman çalıştılar.
1968 yılında Afyon, Kayseri, Elazığ ve Adana‘da düzenlenen (Dört Bölge Şenliklerinin iki yıl süren hazırlık gezileriyle, Anadolu ve Trakya, halk oyunları bakımından, bir kez daha baştan sona taranmış oldu.
Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisinin çatısı altında yapılan on dört yıllık yorucu çalışmalar sonunda binlerce halk oyunu yerinde görüldü, incelendi. Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisine geniş bilgileri kapsayan yüzlerce rapor verildi.. Zaman zaman foto, film ve teyple saptamalar yapıldı. Düzenlenen halk oyunları bayramlarında (600) e yakın oyun gösterildi. Bu gezilerin de yardımıyla yurdumuzda adı saptanan (1600) kadar oyundan (400) kadarının yaşamakta olduğu anlaşıldı.
Uzun ve yorucu çalışmalar sonunda Tesis’te biriktirilmiş olan bant, nota, foto, film ve dia gibi oyun ve müzik ürünlerinden yararlanılarak Sadi Yaver Ataman tarafından hazırlanan 100 Türk Halk Oyunu adlı yapıt Yapı ve Kredi Bankası tarafından 1975 yılında yayımlandı.
Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisinin (vakfının) bu konudaki büyük yararlarından biri de Millî Eğitim Bakanlığı ve TRT işbirliği ile, halk oyunlarının bilimsel bir biçimde filmle saptanmasında yardımı olmuştur. Bu suretle halk giyim kuşamı üzerinde renkli dia ve fotolar koleksiyonu meydana getirilmiş oldu.
Yurdumuzda ilk halk oyunları semineri 1961 yılında Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisince düzenlendi. Bu ilk Seminere Mahmut Ragıp Gazimihal, Metin And, Ahmet Kutsi Tecer, Halil Bedi Yönetken, Cahit Tanyol, Bülent Tarcan, Muzaffer Sarısözen, Ruhi Su ve Şerif Baykurt katıldı. 16 bildiri üzerindeki geniş tartışmalar halk oyunlarımızın çeşitli yönlerini aydınlattı ve bu suretle onların kültürümüzün önemli dallardan birini teşkil ettiği gerçeği bir kez daha ortaya çıktı.
Halkevlerimizin kapatılmasından sonra Üniversitelerimizdeki gençlerimiz halk oyunlarımızın yaşatılıp yayılması için gösteriler düzenlemeğe başladılar. Kendi oyunlarımızı öğrenmek ve öğretmek amacıyla İstanbul ve Ankara’da örgütlendiler. 1957 ve daha sonraki yıllarda, Türkiye Millî Talebe Federasyonu ve Türk Devrim Ocakları gibi örgütler bu konuyu önemle ele aldı. Ayrıca bir çok illerimizde halk oyunları dernekleri kuruldu.
1966 yılında kurulmuş olan İstanbul’daki Türk Folklor Kurumu kendi bünyesi içinde öğretici yetiştiren bir Halk Oyunları Okulu açtı. Buradan çıkan gençler, ilkokullardan başlayarak lise ve dengi okullara kadar yayılmış olan halk oyunu öğretiminde bir çeşit öğretmenlik yapmaya başladılar; Ancak bu arada bir bakıma birbirine bağlı olan iki hareket hızla gelişmeye başladı.
- 1 -Bölge Halk Oyunları Şenlikleri (festivaller),
- 2 -Halk Oyunları Yarışmaları.
Birinci harekete 1964 – 1965 yıllarında Yeni Halkevlerince Edirne ve Karsta düzenlenen iki bölge şenliği, ikincisine de 1967 yılında Turizm ve Tanıtma Bakanlığının düzenlediği halk oyunları yarışması baş çekti. Daha sonra da Milliyet gazetesi konuyu ele alarak lise ve dengi okullar arası halk oyunları yarışmalarına dönüştürdü.
Gerek, bölge şenlikleri, gerek halk oyunu yarışmalarının bilimsel folklor bakımından yarar ya da zararları üzerinde ayrıca durulabilir. Ancak şu bir gerçektir ki binlerce dernek ve her dereceli okulumuzda yüzbinlerin çok üstünde gencimiz bu suretle halk oyunlarımızla yakın ilişki kurmuş oldular.
1964-1965 yıllarında önemi azımsanmayacak iki yapıtla karşılaşıyoruz:
- Metin And’ın Türk Köylü Dansla adlı yapıtı,
- Şerif Baykurt’un Türk Halk Oyunları adlı kitabı.
Metin And yapıtında, Türk halk ya da kendi deyimiyle Türk köylü oyunlarının bölgelere göre dağılışlarını göstererek, bazı terimlerin açıklanması, konularına göre ayrılışları, öğretimi ve sahneye uyarlanması üzerinde durdu. Şerif Baykurt, bu güne kadar yapılmış olan halk oyunu çalışmalarına değindikten sonra Bar, Halay, Horon, Horo, Kaşık Oyunları ve Zeybek gibi oyunların tanımları ile ilgili görüşlerini açıkladı. Daha sonra da dansların adlarını derlendikleri illere göre ve yurdumuzun tüm danslarını da alfabetik olarak dizdi. En sonra derleyicilere kolaylık olmak üzere soruluk bir ilişte düzenleyip verdi.
Görülüyor ki 1952 ile 1968 yılları arasında, 1961 yılındaki seminerle ‘Metin And ve Şerif Baykurt’un kitapları dışında belli başlı bilimsel çalışmalar yok. Bu devredeki çalışmalar hep Şenlikler ve Yarışmalarla ilgili gösterilerden ibaret.
Ancak 1968 yılında, Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ve Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisinin işbirliği sonunda, halk oyunlarımızın filmle derlenmesi kararına varıldığı olayına tanık oluyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı Kültür Müsteşarı H. Hüsnü Cırıtlı’nın yerinde görüşü, TRT Genel Müdürlüğü Televizyon Dairesi Başkanı Mahmut Tali Öngören ve T.H.O.Y. Y. Tesisi Başkanı Vedat Nedim Tör’ün anlayışlarıyla Bölge Şenliklerini yönetecek olan Şerif Baykurt’ un denetiminde bir teknik ekip halk oyunlarımızı filmle saptamaya başladı. Daha sonra Millî Eğitim Bakanlığı Film-Radyo ve Televizyon gurubuyla sürdürülen bu çalışmalar sonunda yaşayan halk oyunlarımızın büyük bir kısmı film ile saptanmış oldu. Aynı çalışmalar sırasında giysiler ve müzik araçlarının saptanması için bin kadar renkli dia çekildi ve Şerif Baykurt tarafından konu ile ilgili broşür hazırlanıp yayımlandı.
1900 yılından 1975 yılına kadar yapılan halk oyunu çalışmalarından yararlanmak suretiyle Cemil Demirsipahi tarafından meydana getirilen ve 1975 yılında nota ve bol renkli resimlerle İş Bankasınca bastırılan Türk Halk Oyunları adlı değerli yapıt da burada kaydedilmelidir.
Burada son olarak yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen Halk Oyunları Festivallerine (Şenliklerine) katılma konusuna kısaca değinmek istiyoruz. Festivallere katılma hususunda her hangi bir yorum getirmek bu kitabın amacına uygun düşmediğinden ancak bir kaç olayı saptamakla yetinmeyi faydalı buluyoruz.
Yurt içindeki Şenliklerin 1939-1940 yıllarında başladığını söyleyebiliriz. Halkevlerinin kuruluş yıl dönümlerinde, yurdumuzun her yanından oyun gurupları getirilerek Ankara’da düzenlenen halk oyunları gösterilerini başta gelen şenlikler olarak gösterebiliriz.
Dış ülkelerdeki uluslararası festivallere katılmamız da 1949-1950 yıllarında Muzaffer Sarısözen’ in yöneticiliğinde İtalya ve İspanya’ya yapılan gezilerle başlar.
Bu başlangıç gezilerinden sonra dış ülkelere gönderilen halk oyunu ekipleri .gösterilerinin önemlilerinden bir kaçını kaydetmek istiyoruz.
- 1) 1958 yılında Turizm ve Tanıtma Bakanlığınca Halil Cemal Oğultürk un yöneticiliğinde gönderilen halk oyunları ekibinin Uluslararası Brüksel Fuarındaki gösterileri.
- 2) 1970 yılında Dış İşleri Bakanlığınca Şerif Baykurt’un yöneticiliğinde gönderilen halk oyunlarının ekibinin Uluslararası Japonya-Osaka (Expo 70) fuarındaki gösterileri.
- 3) 1972 yılında Fransa’nın Dijon Şehrinde yarışmalı olarak düzenlenen Uluslararası Halk Oyunları Festivalinde, Ertuğrul Atlet’in yöneticiliğinde gönderilen İzmir Folklor ve Turizm Derneği ekibinin gösterileri. (Bu yarışmada Dünya birinciliği Türk ekibi tarafından alındı.)
- 4) 1975 yılında Fransa’nın Dijon şehrinde yarışmalı olarak düzenlenen Uluslararası Halk Oyunları Festivalinde, Milliyet Gazetesi adına Necdet Günkut’un yöneticiliğinde gönderilen Halk oyunları ekibinin gösterileri. (Bu yarışmada da Dünya birinciliği Türk ekibi tarafından alındı.)
Kaynak: Şerif Baykurt, Türkiyede Folklor