Kırşehir Ses Çıkarmayan Kurbağalar Efsanesi
Kırşehir’e veya eski söylenişiyle Kırşehri’ne bu adın verildiğine bakıp da onun kır olduğunu sanmayınız. O, tarihimizin Gülşehri’dir. Yaylaları ile, kavak ağaçları ile bir bağlık bahçeliktir Kırşehir. Onun asıl şöhretini sağlayan tarafı, Horasan’dan kalkıp buraya yerleştikten sonra ahilik teşkilatını kuran Ahi Evren’i bağrında saklamasıdır, XIV. yüzyıldan kalan cami ve türbesi ile Âhî Evren, Kırşehir ilimiz için ayrıca bir cezbe kaynağıdır. Her yıl onun adına tertip edilen toplantılar, bu ulu kişiyi ve kurduğu teşİkilatı binlerce kişiye anlatmaktadır.
Ahi Evren, Horasan’dan gelen pek çokları gibi velî bir zattır. Onun da etrafında kendisi gibi velî olan dostları, uzaktan ziyaretine gelen ahbapları vardır. Böylece Gülşehri velilerin zaman zaman bir araya gelip görüştükleri bir yerdir.
Bir gün Âhî Evren bîr dere kenarında velîlerden biri ile sohbet etmektedir. Fakat dereden de durmadan kurbağa sesleri etrafa yayılmakta, konuşulanları anlamakta güçlük yaratmaktadır. Bu seslerden rahatsız olan Âhî Evren bir ara dereye döner ve kurbağalara hitaben der ki:
«Ya siz ötmenizi kesin, biz konuşalım; veya biz konuşmamızı keselim, siz ötün!»
Tabiî konuşma kesilmez ve dostlar arasında uzun müddet devam eder. Ya kurbağaların ötmesi derseniz, Kırşehirliler şu cevabı verirler:
«O günden sonra o derede bir daha kurbağa sesi duyulmamıştır.»
Yolunuz bir gün Kırşehir’e düşerse siz meseleyi daha yakından araştıracaksınız; bize anlatılanlar böyle söylüyor.
Kaynak: Saim Sakaoğlu / 101 Anadolu Efsanesi