Güncel

Ahu Nedir? Ahu Ne Demek Anlamı ( Edebiyatta Ahu’nun Anlamı)

Ahu nedir, Ahu ne demek sözlük anlamı nedir? Ahu ne anlama gelir? Edebiyatta Ahu ne demektir, hangi anlamlara gelir.

1. Ceylan. 2. Güzel, ince, alımlı kadın. 3. Ahu gibi, çok güzel kadın için kullanılır. Ahu gözlü, güzel gözlü.

Ahu: Gözlerinin güzelliği, büyüleyiciliği, ürkekliği, avlanarak ele geçen bir hayvan olması ve göbeğinden elde edilen misk dolayısıyla sevgilinin gözleri ve saçları ile ahu arasında bağ kurulur. Sevgili ürkekliği ve âşığın gönlünün onu ele geçirmek isteyip de bir türlü bunu başaramaması açısından ahuya benzetilir. Ahu ile güzel kokusu dolayısıyla sevgilinin saçı arasında ilgi bulunur.

Edebiyatta Ahu Hangi Anlama Gelir? Nasıl Kullanılır

Ahu, gözlerinin güzelliği dolayısıyla sevgilinin gözü olarak hayal edilir Yüz, Kâbe olarak düşünüldüğünde göz kendisini güvene almak için Kâbe’ ye sığınmış sayılır. Yüz, gül bahçesine benzetilince göz gül bahçesinde yatan çifte ahu olur. Sevgilinin saçlarının kokusu ile ahunun ilişkisi genellikle hüsn-i talil sanatıyla anlatılır, inanışa göre ahu, sevgilinin güzel kokusunu öylesine kıskanır ki iç organları kanla dolar ve bunun sonunda misk meydana gelir. Ahunun periye benzetilmesi ise avcının önüne çıkan ahunun bir türlü yakalanamaması ve avcıyı ardından bir mağaraya sürüklemesi, orada silkinip peri kızı haline gelmesi efsanesine dayanır. Ahunun Çin, Tatar, Hutan ve Hıtay sözcükleriyle ya da ahu-yı Çin, ahu-yı Tatar gibi tamlamalarla adlandırılması ise misk ahusunun yetiştiği ülkeye işaret bakımından tenasüp sanatını oluşturur.

Efsaneye göre Mecnun, Leyla’nın aşkı yüzünden çöle düşünce ahularla dost olur. Bu olaya da işaret etmek için Mecnun (âşık), ahu (sevgili) ve çöl öğeleri birlikte kullanılır. Ahunun bütün bu özelliklerini bir arada anlatan yapıt, Ahmet Dai’nin Çengname’sinde ahu ile ilgili bölümdür.

AHU BABA, asıl adı Ali, Karaoğlu da denir, Türk halk şairi (Diyarbakır XVII. yy ). Şiirleri ve Ahu Baba diye de anılması nedeniyle Bektaşi olduğu düşünülmektedir. Diyarbakır’da geçen çocukluk yıllarından sonra, İstanbul’a yerleşti. Bağlama çalmada ve hanendelikteki ustalığıyla Murat IV’ün beğenisini kazandı Sarayda düzenlenen âşık meclislerine katıldı. Şiirlerinde din, tasavvuf konularına ağırlık verdi Güçlü tekniği, söyleyiş rahatlığıyla dikkati çekti. Mehmet IV döneminde de saray hanendeleri arasındaydı. Kimi kaynaklardaki Ahu Dede mahlaslı şiirlerin de onun olduğu öne sürülür. Tarihçi Hammer, Osmanlı şairleri adlı yapıtında, belli kurallara göre düzenlenmiş bir şarkı mecmuası olduğunu belirtir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir