HalkbilimiEfsaneler

Çobanın İbadeti Efsanesi

Vaktiyle bir çoban varmış; her sabah erkenden sürüsünü önüne katar, akşamlara kadar o dağ senin bu tepe benim demeden durmadan hayvanları otlatırmış. Onları otun en iyi olduğu ovalara götürür, suyun en içimlisine indirirmiş. Sürüsündeki her bir koyun birer dana kadar büyümüş, gelişmiş.

Bu çoban aynı zamanda son derece iman ve itikât sahibi bir kimseymiş. Allah’ın birliğine inanır, fakat nasıl ibadet edeceğini, O’na nasıl kulluk edeceğini bilmezmiş. Daha doğrusu dağların başında kimse ona bunları öğretememiş.

Sonunda çoban düşünceye dalar. Ona göre en kıymetli şey nedir: Yağ, süt, yoğurt, vs. Ve başlamış Allah’a dua etmeye, ibadet etmeye:

Aman Allah’ım geliver, südümü, yoğurdumu yiyiver. dermiş.

O hergün böylece ibadet eder dururmuş. Bir gün büyük bir velînin yolu bu çobanın bulunduğu taraflara düşer. Velî çobanı görünce onun ibadet şekline şaşar. Onu bir müddet seyrettikten sonra sorar:
«Ne yapıyorsun?»
«Allah’a ibadet ediyorum.»

Bunun üzerine veli, çobana, nasıl ibadet edileceğini öğretmeye başlar. Bir müddet bu işle meşgul olan velî, daha sonra gideceği yere yetişmek üzere oradan ayrılır. Çoban da öğrendiği yeni bilgileri tatbik etmeye başlar.
Velî biraz gittikten sonra arkasından bîr sesin kendisini çağırdığını anlar. Döner bakar ki az evvel bir şeyler öğrettiği çoban kendisine işaret etmekte ve bîr şeyler sormaktadır:

Bir yeri unuttum, biı daha anlatı ver.

Veli bakar ki, az evvel kendisinin dizlerine kadar girerek geçtiği gölden çoban adeta yürüyerek geçmektedir; topuklarına kadar suya ya girmiştir, veya girmemiştir. Onun ibadet etmedeki samimiyetini ve ayakları suya girmeden gölden geçişini birlikte düşünen velî, çobana şu cevabı verir:

Sen yine bildiğin gibi ibadet, bildiğin gibi dua et Allah’a hepsi kabul olunur.

Kaynak: Saim Sakaoğlu / 101 Anadolu Efsanesi