Türklerde Su İle İlgili İnançlar, İnanışlar, Uygulamalar
Eski Türk inançlarında, yer gibi, su da bir iduk, mukaddes idi. Ancak bu kavramın içine coşkun akan bütün sular ve pınarlar dahil idi. Göktürk kitabelerinde “Yir-sub sahipsiz kalmasın diye, Türk Tengrisi Kağanı, gönderdi” denirken, kastedilen, idük Türk yurdu ve bütün ıduk sulardır.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kutsal sulardan şifa umulmaktadır. Bu tür sular, çok kere bir yatır mezarı yanında olmaktadır. Bu su ve yatırların yanında aynı zamanda bir, üç, yedi veya dokuz ağaç bulunmaktadır. Halkın yapraklarına dahi dokunmadıkları bu ağaçlara, bazan niyet çaputları bağlanmaktadır.
Kuzey Irak, Kırmanç ve Türkmenler ile Doğu Anadolu’da birçok yerde lohusalıkta bebeğin eşi suya atılır. Suyun koruyucu ve arındırıcı gücünün, eşi pislikten koruyacağına inanılır.
Doğu Anadolu’nun Atmalı aşiretinde çocuğu kırklarken bir kabın içerisine her gün bir kaşık su konur, bu su kırk gün biriktirilir. Kırk gün biriken su annesinin kucağında çıplak halde duran çocuğun başına kırkıncı günü kalburdan dökülür.
Ağırnas’da Anne ve Çocuğunun Alkarısından korunması için yapılan kırklamada Çevrek Çayı’ndan getirilmiş su kullanılır.
Yağmur duası için suya atılan şey, su iyesine verilmiş sembolik bir saçıdır. Keza yağmur duası için Çepce Gelin dolaştıran çocuklara verilen para, yiyecekler Gök Tann’ya, çocukların üzerine dökülen su ise, su iyesi için düşünülmüş saçı’lardır. Ağrı’da yağmur yağması için suya atılan şehit toprağı keza bir saçıdır.
Hazarlar ölülerini başlangıçta su yataklarına gömerlerdi, ölülerini pınar başlarına gömen Türk boyları da vardı. Gagauzlarda ölen defnedildikten sonra mezara şarap dökülür, şarap yoksa su dökülür. Mezara kabir ateşini söndüreceği inancından hareketle su dökülmesi Doğu Anadolu’da da vardır. Adıyaman’da ikinci evliliğini yapan erkek zifaf gecesi ilk eşinin mezarını ziyaret edip mezara su döker, böylece onun ruhunun muzdarip olmayacağına inanılır. Bitlis’te cenaze çıktıktan sonra evdeki bütün sular dökülür.
Elazığ’da cenaze evinde su kaynatılır ve dumanının eve dağılması sağlanır. Bitlis’de akan suların kazayı, belayı alıp götürdüğüne inanılır. Kuzey Irak Kırmanç ve Türkmenlerinde cenaze evinin önünden geçen aile, evin eşiğinin önüne su döker. Erzurum’da kısmetinin açılmasını isteyen kız kıbleye karşı akan suyun borusuna güneş doğmadan önce bir çubuk sokar. Sorgunda damatı kitle-yerek ona büyü yapmak istenince anahtar suya atılır veya toprağa gömülür. Ayrıca suyun veya toprağın büyüye karşı insanı koruyacağına inanılır. Azeri Türklerinde bekarlar Hıdırellezde bir tas suyun içine yüzüklerini atarak kısmetlerini tahmin ederler.
“Gelin Hamamlarında dua ve ilahilerle gelinin başına dökülen sular, “kudret hamamları” ve “tekin olmayan hamamlar” su-iye ilişkileri itibariyle anlamlı kabul edilebilir. Kerkük’de gelin, baba evinden çıkarken yanında su da bulundurur ve bu yörede suyun yeni eve bereket getireceğine inanılır.
Karaim Türk düğünlerinde Horon oynanırken gelinin ayağı ile vurması için bir tas su getirilir. Devrilen tas kapaklanır ise, gelinin ilk çocuğunun erkek olacağına inanılır.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da gelin oğlan evinin eşiğinden girerken su dolu bir kabı devirmesi istenir böylece geleceklerinin aydınlık olacağına inanılır.
Eski Türk İnançları / Yaşar Kalafat/ Su İyesi